HOŞGELDİNİZ ARKADAŞLAR SLM HERKESE
  dürüstlük
 

durustluk 

/ 3

orijinal ek$i sozluk gorunumune donmek isteyenler icin tarkan'dan geliyor:
ba$lik icinde ara
no kitty!

  1. bilinç kadar değerli, olmamız gereken en doğru olgu. gerçek erdem. (bkz: telepati).
    "kadınlardaki dürüstlüğün içinde nasıl bir ihanet ve vahşet saklandığını bilecek kadar deneyimliydim, dürüst kadınlar özel bir cinsti ve dürüstlüklerini bir bıçak gibi kullanırlardı." [kendisini tanımıyorum* fakat bu adam gerçekten kadınları tanıyormuş gibi yazıyor. (bkz: ahmet altan).]
    (felis, 04.08.2001 12:07 ~ 12:28)
  2. dürüst olmak sadece yalan söylememek olsaydı çok kolay olurdu uygulaması. halbuki aynı zamanda dürüstlük dürüst davranmayı; kendini ortama uyarlamadan, kıvırmadan anlatmayı da kapsar. asıl zor olan taraf budur. karizmaların içine gizlenmek türlü yalancılıktan başka bişi degildir.
    (ummagumma, 26.09.2001 22:39)
    #691616    !? 
  3. olduğu gibi görünmek
    göründüğü gibi olmak.
    bi insandan hoşlanmasanız da ona saygı duymanızı sağlayan önemli bi özellik.
    kaybedebilme riskini göze almak. tercih meselesi tabi.
    (heroine, 26.09.2001 23:22)
  4. tasimasi gurur veren, yoklugu asagilatan asil ozellik.
    (trawmatolog, 20.11.2001 14:11)
  5. ictenlikte son nokta, core dumped olmustur artık
    (misanthrope, 30.03.2002 22:12)
  6. (bkz: akademik dürüstlük)
    (ozdek, 23.01.2003 09:03)
  7. nane çöpü ve incir çekirdeği gibi kimsenin sallamadığı detayları yaşamında ana konu edebilen insan türünün gündelik davranış şekli.
    (atlantis, 02.10.2003 01:24)
  8. geçkalmışlıkla birleşince erdem olmaktan çıkan özellik.
    (milena, 02.10.2003 01:26)
  9. cezası yalandan daha ağır olan... açıklaması bile yoktur, zaten günışığında yaşanıp dürüstçe anlatılmışların... müdafası söz konusu değildir işlenmemiş suçların. gereksiz bir inançtır ve yaşam biçimidir sadece, er ya da geç cezalandırılacak ve ne yazık ki dönüşü bile olmayacak...
    (charming, 18.11.2003 22:14 ~ 22:19)
  10. insanoğlunun en çok ihtiyacı olan kavram. ve bu kavram bende saklı demeyeceğim (izninizle) tabii ki hatta üzerine konuşma yüzsüzlüğü göstereceğim. öncelikle, insanın güncel hayatına dem vurmuş kavramlardan mutlak olanı, göreceli olmayanı yoktur. siber çağda dürüstlük, normal bir davranıştan daha çok lüks olarak nitelendirilir. dahası insanlar kendinilerini anlatırkan söylerler "en beğenmediğim özelliğim fazla dürüstüm" diye fütursuzca. dürüst olmak enayilikle bağdaştırıldığında bilin ki artık o toplum çürümeye, yozlaşmaya yüz tutmuştur ve kaçılması gerekir.

    maskelerin cirit attığı, düşüncenin değersizleştirilip maddiyatın ön plana çıkarıldığı, "karizma" olmanın erdem olduğu, öğrenilmiş bencillikle beraber "salaksa bir tekmede siz vurun" filozofisinin taraftar bulduğu bir toplumsal yapıda, bu eğlenceli oyunları oynamayı ve dahası sadece "oynamayı" reddeden, ve dürüst olmayı seçen* her canlı, zaman geçtikçe ya çürüyecek ya da sosyal yapıyla ilişkilerini koparacaktır.

    dürüstlük ahlaki yapıyla da bağdaştırılamaz. çünkü dürüstlük, yalan söylememekten çok empatidir ve toplum normlarına bağlılıktan çok evrensel normlarla rasyonalizmi karşılaştırabilmektir. bu yanılgıdan ötürü türkiye halkı dini bütün, milliyetçi ve ahlakçılık tacirliği yapan insanlardan en çok tekmeyi yemedi mi? toplumsal dürüstlük ütopya değildir, insanların ihtiras makinesi olmaktan çıktığı anda da gerçekleştirilmesi mümkündür.

    ya kendine karşı dürüst olmaya ne demeli? mutlak dürüstlüğün reddinden sonra insan kendine nasıl olabildiğince dürüst olabilir? ilaveten, insan kendinin kendine karşı dürüst olduğunu nasıl anlayabilir? kabullenmeler, kavramsal kaoslarda insanın hayatını kurtarır* ve bizim kabulumuz "kavramların gerçekleşirken kendilerini yadsımaları" olacaktır*. ikili ilişkilerde yada tekil ilişkilerde* dürüstlük söylevi ile hareket edilemez. çünkü nacizane şahsım farketti ki, ne kadar çok dürüstlükten dem vurursak, o kadar çok kavramı egosal olarak kullanmış ve yine o kadar çok kavramın özünü reddetmiş oluyoruz. bu açıdan bakıldığında, "olabildiğince dürüstlük iddiası"nda olan bir insan, üzerine konuşmaktan çok içsel olarak gerçekleştirebildiği ölçüde konusunda başarılı olacaktır. kavramsal ticareti reddederek sadece "yaşamayı" öngörmek diğer bir çok hususta olduğu gibi bu konuda da neferimizdir.

    çoktan seçmeli ilişkilerde, modern hayatın bize kattığı kurnazlık ve tanımlanan bilinçli tarafımızın oluşturduğu putlaştırılmış değerler, "herşeye rağmen" yaşamaya, iyi yaşamaya! devam etme güdümüz nesnelimizde ve öznelimizde gözlerimizin önüne perde çekmekten başka bir işleve sahip değiller. insan bu işlevsizlikte ve çaresizlikte kendini ne kadar suçlamalıdır? hayyam'ın tanrıyı onu öyle yarattığı için suçladığı gibi ya da sevdiğim bir dostumun toplumun "birey olarak kendisini bu şekilde gerçek kılmasını" yargıladığı gibi, insan davranışlarının ne kadarında etkendir ve dürüstlüğünden adım adım uzaklaşırken ne kadar suçludur?

    insanoğlunun dürüstlüğe varmasını sağlayacak bütün ana yolları harap edilmiş, yakılmış görünüyor. üstelik, bu yollar yeniden süsleniyor, günümüz toplum yapısı ile uyumlu hala getiriliyor, sürekli alevlenen emperyalizmin körüklediği insan hırsıyla gerçek kılınıyor. bu yapısal değişiklik, insanın bilinçsizleşmesini ve "içine düşmenin cazibesi"ne kapılmasını sağlıyor. bu iddiadan sonra, araf dergisinden aldığım bir cümle ile noktalayabilirim yazıyı: gerçekten de sesimin tek bir ses olduğunu, deneyimimin denizde sadece bir damla olduğunu, bilgimin mikroskobun vizörü ile sınırlı olduğunu, aklımın gözünün dünyanın küçük bir köşesini yansıtan bir ayna olduğunu ve fikirlerimin birer öznel itiraf olduğunu hiç unutmuyorum...
    (chebyshev, 28.11.2003 02:14 ~ 02:17)
  11. her zaman istenilen sonucu vermese de sahip olmaktan gurur duyulması gereken sey. karsindaki insan bu durustlugu kaldiramayacaksa pek de gerekli olmayabiliyor da..
    (krizalit kristalin, 02.05.2004 23:00)
  12. en dürüst olduğunu iddia eden kişiden dahi şüphe etmek gerekir, zira dürüstlük, şimdiye dair olanın değil, geçmiş olanın, geçmiş olana dair olanın dürüstlüğüdür. bunu alın ve kişisel ilişkilerden yazarın konumuna, söz'ün ve yazı'nın sahibine değin her konuya uygulayın, ortaya çıkan sonuç aynıdır : evet belki de söylediklerinizin tümü doğru, bize şu ana dek hep 'gerçek'lerden söz ettiniz, duygularınızdan yaşadıklarınıza, fikirlerinizden gerçekliğe dair algılamalarınıza değin. oysa bunların hepsi geçmişte kaldı; geçmişe dair dürüstlüklerden çok söz ettiniz, oysa hepimiz biliyoruz ki sözünüzün açığa çıktığı 'şimdi', tüm muğlaklığı içinde en dürüst-olmayandır
    (pharmakon, 10.05.2004 03:14 ~ 03:30)
  13. dürüstlük için yapabileceğim tanımlardan biri de:

    bir arkadaşınız, başka bir arkadaşınıza hayatının en büyük kazıklarından birini atma yolundayken ona engel olmaktır. engel olmayı geçtim, tepki gösterebilmek, karşı durabilmek, hangisinin daha yakın olduğunu gözardı ederek hakkaniyetli bir tepki ortaya koyabilmektir. onu da geçtim, kazığı atan taraf daha yakın olduğu için oyununa katılma yolunu seçmemektir.

    ne insanlar biliyorum etrafımda, çok yakında. arkadaşlarına rütbe verip, kendisi için daha önemli olanın diğerlerine kazık atmasına göz yuman, hatta alet olanlar...

    (utanacağını bilsem adını yazardım buraya, herkese duyururdum, ama sanmıyorum ki utansın, ar etsin, haya etsin yediği boklardan. yalan; kişiyi sadece bir an için kurtarıyor arkadaşım, kalan günlerinde riyakar olmana engel olamıyor, arkadan dümen çeviren insan olmana asla engel olamıyor. yalanlarının ortaya çıkmasından sonra günah çıkarmaya gelenlere ne yaptığımı da sen çok iyi biliyorsun zaten...)
    (spinapubica, 18.05.2004 23:41)
  14. benim beklentilerim şunlardır ve sende var ya da yok demektir açıkça. sende şu var ama bu yok e şunu da başkasında bulamayacağıma göre dur bakalım kendimi alıştırabilir miyim bunsuzluğa demek değildir.
    (peynirsizgozleme, 18.05.2004 23:46)
  15. bir ön koşul. kendi kendine konuşabilme hakkına haiz olabilmek için ki, bu beraberinde deliliği sürükler ama yine de getirir. dolayısıyle; handle it with care..
    (bkz: deli galiba)
    (atlantis, 18.05.2004 23:48)
  16. günümüzde piyasaya anca poşette çıkarılabilecek kavram. kavramdan öte, bir inanç sistemi nerdeyse. ne acil bir yazık türü, yassık yassık...
    (atlantis, 19.05.2004 00:07)
  17. aradim mamafih bulamadim: o halde yoktur... o halde; (bkz: kaypaklık)
    (atlantis, 19.05.2004 00:11)
  18. kişiye sorulduğunda kesinlikle kendisinde olmadığını söylemiyeceği kişisel özellik.
    (sarenalaja, 19.05.2004 23:23)
  19. bir elin parmakları kadar az bulunan bir olgu..
    (asabi, 16.07.2004 03:35)
  20. haiz olan tarafa, girişilen her birbirine benzer mücadele sonunda bir takım faydalar sağlar: kendine güvenin ve kendine olan saygının artması, bir abba şarkısı dinleme coşkusu veya serpil çakmaklı filmi seyretmekten tekrar haz almanın huzuru, tekrar kandırılmış olmanın getirdiği "hiç değişmiyorum demek ki cidden doğru yoldayım" düşüncesi ve tabii ki tapınılası yalnızlık. her güzel şey çabuk bitmez, her güzel şey çok çabuk öldürülür.
    (superstar, 15.09.2004 22:53)
  21. ne yazık ki artik bir çokları tarafından salaklık, ahmaklık, enayilik olarak kabul edilen aslında çok değerli ve az rastlanır özellik
    (la gitane, 15.10.2004 23:40)
  22. her kapiyi açan, bir çok konuyu çetrefillestirmeden çözen... yalancilik gibi geçici çareler üreten bir özellikten her açidan iyidir...rahatlatir insani, karsindakinin senin içini biliyor olmasi huzur verir, oyunlardan kurtarir...
    (misszorro, 27.11.2004 03:39 ~ 03:39)
  23. genel olarak hiçbir kimse ya da hiçbir şey için yalana ihtiyacı olmayan, eğilip bükülmeden, içine girdiği kabın şeklini almadan yaşayabilenlerin bulunduğu durum.
    (terrapin, 27.11.2004 03:49 ~ 16.12.2004 04:58)
  24. ''ben çok dürüstüm ne söylüyorsam hepsi doğrudur'' diyen bir kişide kesinlikle olmayan özellik.
    (medusa, 25.05.2005 19:21)
  25. "durustlugunuz buyuk bir olasilikla insanlari incitir, sozcuklerinizi ayarlamaniz, insanlara hissettiginiz ya da dusundugunuz aci ve cirkin gercekler yerine duymak istediklerini soylemeniz daha akillacadir. daha da onemlisi, kendinizi tamamen acmakla o kadar onceden tahmin edilebilir ve tanidik gelirsiniz ki, size saygi duymak ya da sizden korkmak neredeyse olanaksiz olur ve guc boylesi duygulari uyandirmayan insanlara gelmez. eger guc icin buyuk bir arzu duyuyorsaniz durustlugu hemen bir kenara koyun ve kendinizi niyetlerinizi gizleme sanatinda egitin. bu sanatta uasalasirsaniz her zaman ustun olursunuz. insanin niyetlerini gizleme yeteneginde temel olan, insan dogasi hakkindaki basit bir gercektir: bizim ilk icgudumuz her zaman gorunuse guvenmektir. "*
    (pele, 23.09.2005 01:26)

/ 3

copyright © 1999-2012 sourtimes entertainment

 

 
 
  Bugün 36 ziyaretçi (90 klik) kişi burdaydı!
 
 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol